
sanrılar
directör & photographer ysngngr
Sanıyoruz…
Hep bir şeyleri sanıyoruz. Hayatın bizim istediğimiz gibi akacağını, sevginin sonsuz, güvenin sarsılmaz olduğunu. Sevdiklerimizin hep yanımızda olacağını, ailemizin bizi her zaman önemseyeceğini, dostlarımızın asla sırtını dönmeyeceğini.
Sanıyoruz.
Denizin mavi olduğunu sanıyoruz mesela. Oysa yalnızca gökyüzünün bir yansıması… Tıpkı gerçek sandığımız nice şeyin, yalnızca zihnimizdeki bir yanılsamadan ibaret olması gibi.
Hiçbir şey, sandığımız gibi değil. Aşk, o büyük cümlelerle konuşan, ama küçük anlarda kaybolan bir misafir. Dostluk, zamana direnir gibi görünse de bir anlık sessizlikte yok olabilen bir iz.
Ve aile…
Sonsuz sevgi dediğin, kimi zaman koşulsuz bir bağ, kimi zaman da bir kalıba sıkışma savaşı. Sanrılar içinde yaşıyoruz. İnandığımız hikâyelerin, inanmayı seçtiğimiz gerçeklerin peşinden sürükleniyoruz.
Ve işte tam da burada, kendimize sorular sormalıyız: Neyi gerçekten biliyoruz? Hangi sevgi koşulsuz, hangi güven sarsılmaz? Kendimize bile dürüst değilken, başkalarından ne bekliyoruz?
Bu manifesto, bir uyanış çağrısıdır. Sanrılarla yüzleşmeye, gerçekle hayali ayırmaya davettir. Hatalarımızı görmek, eksiklerimizi kabul etmek, ve en önemlisi, yıkıldığımız yerden yeniden kalkmayı öğrenmek için. Hayat, sandığımız gibi olmayabilir. Ama bu onu daha az değerli yapmaz
Sanrılarımızı bırakıp, gerçeği kucaklamaya cesaret ettiğimizde, belki de ilk kez gerçekten yaşıyor olacağız.








