top of page

Hayat Cesur Sever

  • Yazarın fotoğrafı: ysngngr
    ysngngr
  • 21 Ara 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 30 Oca

Bir sabah uyandığında, gözlerinde yalnızca bir yansıma olduğunu fark edersin. O yansıma, seni her an izleyen ama hiçbir zaman seni tam anlamayan bir varlık gibi. Zihnin, geçmişin izleriyle ve geleceğin belirsizlikleriyle doludur. Hiçbir şey net değildir, her şey bir simge gibi, flu bir görüntüde kaybolur. Bazen, "gerçek" dediğimiz şeyin ne kadar uzak, ne kadar kayıp olduğunu hissedersin.


Hayat, bazen bir zamanlar yüzleşmekten korktuğun düşlerin içinden geçmek gibidir. Korkularınla her gün yeniden barış yapmak zorunda kalırsın. Düşersin, kalkarsın, bir kez daha düşersin. Ama her kalkışında, sanki yeni bir sen doğar. Belki de var olmanın sırrı, bu sonsuz dönüşümlerde gizlidir: her bir düşüş, daha derin bir anlayışa, daha keskin bir bakışa yol açar. İnsan, yalnızca hatalarıyla gerçek olur. Hatalar, bizim en keskin öğretmenlerimizdir, onların arasından geçerken kalbimizin duvarları yıkılır. Bu yıkılma, aslında yeniden inşa olma halidir. Ne de olsa, insanın bir anlam taşıması için önce kendini kaybetmesi gerekir.


Dünya, göründüğü gibi değildir, hiçbir zaman da olmadı. Zamanın içindeki her an, yeni bir oluşumun habercisidir. Ama biz, çoğu zaman o oluşumu anlamadan, onunla savaşmaya çalışırız. Oysa, hayatı anlamak, onunla savaşmak değil, onun içinde kaybolmaktır. Savaşmak, sadece bir illüzyondur; insanlar, savaşarak yalnızca daha fazla savaş yaratırlar. Cesaret, bu illüzyonla yüzleşmektir, düşmekten korkmamaktır.


Gelecek, belirsiz bir düş gibi, bir yerlerde bizi bekler. Ama biz, o düşe doğru asla koşamayız. Gelecek, her anın içinde, bir parça umut, bir parça korkudur. O geleceği var kılan, geçmişin izlerini silmektir. Çünkü insan, geçmişin ağırlığını taşırken, geleceği göremez. Gelecek, yalnızca geçmişin ötesindedir, geçmişi bırakmadıkça, o geleceğe ulaşamayız.


Özgürlük, ancak bu bağları çözerken kazanılır. Ama özgürlük, bir kavramdan daha fazlasıdır. O, bir davranış biçimidir, bir bakış açısıdır. Cesaret, o bakış açısını bulmaktır. Kendini kaybetmekten korkma, çünkü o kayboluş, seni en derin haline dönüştürecek olan şeydir. Kaybolmadıkça, hiçbir zaman kendini bulamazsın. Kendi korkularınla yüzleşmek, özgürlüğün kapısını aralamaktır. Çünkü özgürlük, korkularınla barışmakla başlar, onları savurmakla değil.


Bir insanın değeri, her düşüşünde ne kadar doğrulabildiğinde gizlidir. Bu bir sonucu beklemek değil, her adımda insan olmanın ne demek olduğunu anlamaktır. O yüzden unutma, düşmek, kaybolmak ya da hatalar yapmak seni zayıf kılmaz. Gerçek zayıflık, bu hataların seni tanımlamasına izin vermektir. Senin en büyük gücün, yeniden doğabilmende yatar.


Unutma; hayat cesur sever...


ree

bottom of page