Rüzgarı Yakala: Hayat Üzerine Bir Dizi Eğlenceli Metafor...
- ysngngr

- 20 Ara 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Oca
Hayat, rüzgara bırakılmış bir uçurtma gibi. Gökyüzüne yükselir ama bazen o ip ellerimizden kayıverir. Uçurtmayı yeniden göğe salmak için rüzgarı beklemek, sabrımızı, çabamızı ve inancımızı test eder. Çünkü asıl mesele uçurtmanın gökyüzünde ne kadar süzüldüğü değil, bizim onu yeniden havalandırmaya ne kadar kararlı olduğumuzdur...
Tıpkı ağaca tırmanan bir kedi gibi. Kedi, her sıçrayışında bir dal, bir çıkıntı arar. Pençelerini sağlam basar, düşeceğini bilse de yeniden dener. Hayatta başarı, o kedinin kayıtsız cesaretinden gelir. Azimle tutunduğumuz her an, bizi daha yükseklere taşır...
Ama ya yanılırsak? Hayatın mutfağında pişen keklerimiz yanarsa mesela? İşte orada bir ustalığa dönüşür hikaye: Yanık kekin üzerine biraz krema sürüp servis etmeyi öğreniriz. Hatalar birer baharattır; biraz cesaretle harika bir tarife dönüşebilir...
Değişim ise o tarifin gizli malzemesi. Çevremiz değiştikçe biz de bir bukalemun gibi renk değiştirmek zorunda kalırız. Ama o renklerin içinde kim olduğumuzu unutmamak gerekir. Çünkü değişim özüne sadık kalmaktır; yeniliklere uyum sağlarken kendini korumak...
Sanat ve eğitim de tıpkı toprak gibi bereketlidir. Bir tohuma su verdiğinizde filizlenir; üzerine güneşi eksik etmezseniz, meyve verir. Ama asıl sihir, sabırla beklemektedir. Çünkü her şey zamanında büyür; ne erken ne geç...
Kendi kimliğini bulmaksa, bir kurşun kalemin kalemtraşla dansına benzer. Her seferinde biraz daha şekillenir, bazen kırılır ama yeniden açıldığında daha keskin bir hikaye anlatır. Hayat, o hikayeleri kalem gibi taşır...
Yine de, mizahsız bir hikaye eksiktir. Hayatın zorluklarına bir tebessüm eklemek, patlak bir lastikle yarışa devam etmek gibidir. Mizah, her şeyi onaramaz belki ama yola devam etmeyi kolaylaştırır...
Sonunda fark ederiz ki, dönme dolap gibi bir döngünün içindeyiz. Zirveye çıkarsın, ardından iniş gelir. Ama dönme dolabın sırrı, her inişin bir başka yükselişe yol açmasıdır. Önemli olan, o döngüyü kabul edip onunla dans etmeyi öğrenmektir.
Ve en önemlisi, aynaya baktığında ne gördüğündür. Kendine tebessümle bakabiliyorsan, o zaman gerçek budur. Hayat, senin kendine inandığın kadar güçlüdür. Çünkü rüzgarı yakalayabilmek, aslında sadece ona teslim olabilme cesaretidir...
Şimdi, usulca o sese kulak ver. Bu şiir, bir ceviz ağacının gölgesinde dinlenmeyi bilenlere armağandır. Belki gökyüzüne dokunamazsın, ama toprağın derinliğini hissedebilirsin.


